Hatırlayacağınız üzere bir süreden bu yana Karadeniz’de kontrolsüz hareket eden mayınları konuşuyoruz. Elbette mayınların öngörülemez hareketleri ciddi güvenlik riski oluşturuyor. Ancak tek risk bu değil?
Geçtiğimiz Mart ayının ortalarında Rusya’ya ait Soçi Liman yetkilisinden gelen bir açıklama ile Karadeniz’deki kontrolsüz mayın meselesi gündeme geldi. Soçi Liman yetkilisine göre Ukrayna tarafından Odesa, Oçakov, Çernomorsk ve Yujniy liman bölgelerine döşenen yaklaşık 420 mayının fırtına nedeniyle çıpalarından koparak kontrolsüz bir şekilde hareket etmeye başladığını açıklaması ile Karadeniz’de mayın tartışmaları başladı. Sonrasında ise İstanbul Boğazı’nın Karadeniz açıklarında tespit edilen birkaç tane mayın Türkiye tarafından imha edildi.
Mayın haberi ilk kez duyulduğu andan itibaren pek çok fikir ortaya atıldı. Bunların içinde mayınların kasıtlı bırakılmış olabileceğine dair olanlar da vardı. Açıkçası ben de savaş ortamında “bu kadar tesadüf olmaz.” diyen taraftaydım. Bu konuda en yetkili isimlerden Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın açıklamaları ise oldukça kritik bir konuya işaret ediyor. Akar; “Mayınlar kasıtlı mı bırakıldı diye şüphelerimiz var. Belki NATO’ya ait mayın tarama gemilerinin Karadeniz’e girmesi için bir plan dahilinde de bu mayınlar bırakılmış olabilir. Bizi sıkıştırmak için...” diyerek mayınlarla ilgili tartışmalara yeni bir boyut getirdi. Elbette savaş ortamında uluslararası ilişkiler boyutuna ilişkin bu açıklama oldukça kritik. Diğer yandan ilave olarak bu mayınların dolaylı bazı etkileri de var. Nasıl mı?
Karadeniz’in karşı kıyısında başlayan savaş küresel petrol ve gıda fiyatlarını da olumsuz etkiledi. Burada temel problem iki büyük tahıl ve bitkisel yağ üreticisinin savaş nedeni ile arz problemi yaşaması ile başladı. Diğer yandan Rusya’nın dünyanın en önemli petrol ve doğalgaz ihracatçılarından olması da doğrudan enerji fiyatlarına etki etmeye başlamıştı. Mayınlarla birlikte tüm bunlara lojistik sıkıntıları da eklendi.
8 Nisan 2022 tarihli haberinde Bloomberg, “Karadeniz’deki deniz taşımacılığında sigorta maliyetleri kontrolden çıktı” başlıklı haberi ile bu sıkıntıya dikkat çekti. Hatta bazı durumlarda sigorta maliyetinin taşımacılık maliyetinin üstüne çıktığı da kayıtlara geçti. Bu durum Karadeniz çıkışlı kargo sayısının azalması anlamına geliyor ki böylesi bir gelişme hem gıda hem de petrol fiyatlarını yukarı itmek için oldukça yeterli.
Aşağıdaki haritada görebileceğiniz üzere; Novorossiysk Limanı’ndan Rus petrolü, CPC Terminali’nden Kazak petrolü ve Supsa Terminal’inden Azerbaycan petrolü küresel alıcılara satılmak üzere gemilere yükleniyor ve Türkiye boğazlarından geçmek üzere yola çıkıyor. Karadeniz’deki bu 3 terminalde günlük 1,8 milyon varillik petrol yükleme kapasitesi var. OPEC’in günlük petrol üretimini 500 bin varil artırmasının piyasaları rahatlatacağının düşünüldüğü bir dönemde günlük 1,8 milyon varil petrolün piyasalara erişiminde problem olması çok büyük bir risk.
Görünen o ki Karadeniz’de kontrolsüz hareket eden mayınlar bir süre daha farklı boyutları ile gündemimizi meşgul etmeye devam edecek.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.